Hedefimiz
Sergi
Pullarda Bilim
Bilim İnsanları
E-Metinler
Mesaj Panosu

 

 

 

 

 

 


Turhan Baytop
İstanbul Lalesi
T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları/1415, ikinci baskı, Ankara 1998, XI+66 s.
ISBN 975-17-1020-0

İÇİNDEKİLER

Önsöz

IX

I- Giriş

1

A- Lalae'nin Tanımı ve Sınıflandırılması

1

B- Lale'nin Kısa Tarihçesi

1

II- İstanbul Lalesi

4

A- İstanbul Lalesi'nin Tanımı

4

B- İstanbul Lalesi ile ilgili Genel Bilgiler

4

III- Lale Mecmuası

7

A- Lale Mecmuası ile İlgili Bilgiler

7

B- Lale Mecmuası'nda Bulunan Lale Resimleri

8

IV- Sonuç

11

V- Summary

12

VI- Kaynakça

13

VII- Lale Resimleri'nin Tıpkıbasımı

15

s. 1-14'ten özet.

Lalenin tarihi: Lalenin (Tulipa) ana vatanının Orta Asya olduğu sanılmaktadır. Romalılar ve Bizanslılar laleyi tanımıyorlardı. Anadolu'da lale ile ilgili ilk bilgiler Türkler ile başlamıştır. Lale çiçeği on ikinci yüzyıldan itibaren Anadolu'da süsleme motifi olarak kullanılmıştır. Anadolu'da Laleyi şiirlerinde kullanan ilk düşünür Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273) olmuştur.

Avrupalı yazarlar ilk dönemlerde laleyi tanımadıklarından bu çiçeği bir çeşit zambak zannetmişlerdir. Lale hakkında bilgi veren ilk Avrupalı yazar, on altıncı yüzyılda Ortadoğu ülkelerini gezen Fransız hekim P. Belon'dur. Hatıratında lale'yi "Kırmızı Zambak" olarak adlandırmış ve birçok yabancının çiçek soğanları almak için gemiyle İstanbul'a geldiklerini yazmıştır. Lalenin Türkiye'den Avrupa'ya ne zaman götürüldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Roma-Germen İmparatoru I. Ferdinand'ın Kanuni Sultan Süleyman nezdindeki elçisi O.G. de Busbecq'in İstanbul'dan Avrupa'ya götürdüğü bitkiler arasında lale soğanlarının da bulunduğu sanılmaktadır. Onaltıncı yüzyılda Busbecq ve on yedinci yüzyılda A. Galland, Edirne ile İstanbul arasındaki yolun kenarlarında gördükleri lalelerden bahsederler.

Bugün Avrupa ülkelerinde lale için kullanılan Tulip veya Tulipe kelimesinin aslı, Busbecq'in hatıratına dayanmaktadır. Busbecq, Türklerin bu bitkiye Tulipan ismini verdiğini yazmıştır. S.W. Murrey, bu ismin Türklerin başlarına sardıkları Tülbent ile ilgili olduğunu ve Busbecq ile tercümanı arasındaki bir yanlış anlamadan kaynaklandığını kaydetmiştir.

Lale, Osmanlı imparatorluğu döneminde bilhassa on altıncı ve on sekizinci yüzyıllarda büyük önm kazanmıştır. Lale Kefe'den (Kırım'ın güneyinde), sümbül ise Maaş ve Halep civarından İstanbul'daki saraylara getirtilmekteydi.

İstanbul lalesi: İstanbul lalesi çeşitlerinin biçimleri, bugün Avrupa lalesi olarak bilinen lale çeşitlerinden çok farklıdır. İstanbul lalesinin çiçeği badem şeklinde, periant parçaları (berkleri) ise hançer şeklinde ve uçları tığ gibi ince ve sivridir. İstanbul'da ıslah edilmiş ilk lale çeşidini elde edenin Şeyhülislam Ebusuud Efendi (1490-1573) olduğu kaydedilmiştir. On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda elde edilen lale çeşitlerinin isimleri, özellikleri ve yetiştiricileri hakkında bilgi veren elyazması risaleler İstanbul kitaplıklarında bulunmaktadır. Bu risalelere göre, İstanbul'da elde edilen lale çeşitlerinin miktarı toplam olarak 2000 civarındadır.

"İstanbul Lalesi" ismini verdiğimiz kültür çeşitlerinin hangi yabani lale türünden ve hangi yöntemler ile elde edildiği konusu tam olarak açıklığa kavuşmamıştır.M.H.Hoog, petallerin uçlarının sivri olmasından dolayı, Kırım bölgesi steplerinde yetişen ve İstanbul'a kefe lalesi olarak gelen Tulipa schrenkii Regel .türünden elde edilmiş olabileceği kanısındadır.  İstanbul lalesi çeşitleri 1730 yıllarından sonra yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Dış görünüş olarak İstanbul lalesine, petallerinin ucu biraz sivri olması nedeniyle benzeyen ve halen Avrupa'da yetiştirilmekte olan tek tür T.acuminata Vahl türüdür. T. Schrenkii ve T.acuminata türlerine ait soğanları Hollanda'dan getirip yetiştirdik. Elde ettiğimiz çiçekler, perigon parçalarının sivri uçlu olması nedeniyle, İstanbul Lalesi ile az da olsa benzerlik göstermektedir.

Osmanlı döneminde binlerce lale ve zerrin çeşidinin yetiştirilmesi, çiçekçilik ile ilgili meselelerin çoğalmasına neden olmuş ve uzmanlardan oluşan kurullar (Çiçek encümeni) oluşturulmuştur. Laleye olan aşırı ilgi soğan fiyatlarının da artmasına sebep olmuş, fiyat artışını önlemek için 1725 yılında lale soğanı fiyatlarını saptayan bir liste (narh defteri) hazırlanmış ve soğanların liste fiyatı (Lale narhı) üzerinde satışı yasaklanmıştır.

Türkiye'de lalenin tarihi hakkında üç İngilizce yayın:

Turhan Baytop, The İstanbul Tulip. Published in Japan by Orion Literary Agency and Tonami City, Toyama Prefecture, 1996, 111 s. (İngilizce ve Japonca).
Turhan Baytop, "The Book of Tulips," Cornucopia, Issue 13, Volume 3, 1997, p.78-83.
Michiel Roding & Hans Theunissen (eds.), The Tulip - A Symbol of Two Nations. Utrecht / İstanbul 1993, 85 s. (18 Mayıs-28 Haziran 1993 tarihleri arasında Türk İslam Eserleri Müzesi'nde açılan sergi münasebetiyle hazırlanan kitap, editörlerin girişi ile beş makaleden oluşmaktadır.).

 

 

http://www.bilimtarihi.org
Son güncelleme: 01.11.2016

© 2016